31 Aralık 2013 Salı

Nevşehir Haber Net Haberler



Nevşehir'in en güncel ve tarafsız haber sitesi olarak yayın hayatımıza devam ediyoruz. Nevşehir'de olup biten ne varsa herşeyi doğru, tarafsız ve net bir şekilde sizlere sunuyoruz. Nevşehir'de herşeyi takip eden ve bir çok kişiye alışkanlık yapan sitemizi tercih eden herkese sonsuz teşekkürler.

İdeallerinden vazgeçmeden, yandaş medya olmadan, kimsenin çıkarlarını ve menfaatini düşünmeden habercilik yapıyoruz. Bazıları gibi taraflı yandaş medya olmadık hiç kimsenin kalbini kırıp cephe olmadık. Sitemizi en iyi şekilde tanıtan ve sürekli takip eden Nevşehir halkına teşekkürler.

Nevşehir Haberlerinde sadece doğru olanı yapıyoruz..

Nevşehir Haber

28 Aralık 2013 Cumartesi

Limnos – Yunan Adaları Turu



Limnos adası, Çanakkale boğazına çok yakındır. Bu nedenle boğazdaki aktivitelere karşı tetikte olan Yunan ordusunun hakim olduğu bir adadır. Mitolojiye göre Limnos adası ateş ve volkan tanrısı Hephaistos’un barınağı ve laboratuarıdır. Homeros, Lemnosluların, Troya savaşı sırasında Anadolu’yu temsil eden Troyalılara karşı Akhalarla birlikte hareket ettiklerini ifade eder. Limnos Arkeoloji Müzesi, tarihi 2500 yıl öncesine dayanan Myrina, Hyphestia, Kaviriove Poliochni gibi önemli arkeolojik yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda çıkan buluntular, iyi bir düzenleme ile sergilenmiş. Mirina şehrini yürüyerek gezebilirsiniz. Çok hareketli bir şehir. Turizmden önemli derecede pay aldığı yer yer kendini belli ediyor. Çarşısındaki alışveriş hareketliliğine baktığınızda, kendinizi bir an için İzmir-Kemeraltı çarşısında sanabilirsiniz. Agias Georgios, burası çok güzel bir plajdır. Mirina kalesi, venediklilerden kalma ve şehrin simgesidir. Kaleye çıkmak için sokak aralarından dolanmamız gerekiyor.

Tur Detayları ve Rezervasyon için Limnos – Yunan Adaları Turu

24 Aralık 2013 Salı

Kapadokya Balon Turu



Kapadokya ülkemizin en ilginç doğa harikası olan peri bacalarının bulunduğu turizm bölgemizdir. Turizm denince akla Türkiye'de ilk gelen yerlerdendir. Kapadokya bölgesi bir çok turistik işletme, gezilecek doğa içinde harika vadiler, kaya kiliseler ve her yanı tarih kokan bir coğrafya...

Kapadokya bölgesi hristiyanlığın ilk yıllarından bu yana bir saklanma yeri ve hristiyanların kutsal yerlerindendir. Kapadokya bölgesi bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bunun sonucunda bir çok eser bırakılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Kiliseler, Camiler, Hanlar, Konaklar, Kayadan oyma odalar, harika peri bacaları mahsenleri, kaya oyunları, muhteşem vadileri ile harika bir doğa eseridir.

Kapadokya bölgesine gelirseniz mutlaka yapmanız gereken şeylerden birisi vadileri gezmek olsun... Zemi, Devrent, Aşk, Gül....

Vadilerin içinde gezerken bir çok kiliseye rastlamanız mümkün. Yürüyerek vadileri keşfetmekte cabası...Kültürel mirasımızın en önemli eserlerinin saklandığı Müzeler ise Kapadokya'da bir hayli zengin ve gösterişli. Dünyada eşi benzeri olmayan parçalar, tarih kokan eşyalar ve dünyayı saran doğal haliyle ülkemize bir kat daha değer katan peri bacaları...Kapadokya gerçekten gezilecek görülecek yerlerden birisi. Dünyanın her yanından turist çeken bölge de gelenlerin ilgisini çeken bir başka aktivite ise Balon turları... Balon turları Kapadokya'yı gökyüzünden kuşbakışı olarak izlemenizi sağlayacak size doyumsuz bir manzara keyfi sunacak bir güzellik. Sıcak hava balonları ile gökyüzünden sabahın ilk dakikalarında hem güneşin doğuşuna şahit olacaksınız hemde harika doğa harikasını gökyüzünden izleyerek adeta bölgenin kralı olacaksınız. Kapadokya bölgesi için en güzel aktivite olan Kapadokya balon turlarını kaçırmayın. Balon turlarına mutlaka katılın Kapadokya'yı gökyüzünden daha yakından tanıyın vadilere ve peri bacalarına adeta dokunun... Tarihin en güzel yanlarını bir de gökyüzünden seyredin...

Sizleri Kapadokya'da balon turlarına davet ediyoruz. Kapadokya'nın eşsiz güzelliğini birlikte çıkarmak isteyenler için kaçırılmayacak fırsatları kaçırmasın....

21 Aralık 2013 Cumartesi

Gümüşhane - Türkiye Turları



İlk yerleşim MÖ. 3000 yıllarına dayanmaktadır. Azzi ve Hayaşalar buraya yerleşmiştir. Pek çok medeniyet gelmiş geçmiş. Roma ve Bizanslılar döneminde gümüş kent denmiştir.

Evliya Çelebi bu kentte 70 e yakın Gümüş madeninin olduğunu yazmıştır.

Kelkit ilçesinde dokunan zilli kilim, ala kilim (Şiran’da dokunuyor )

Zigana dağı kayak evinde konaklamak

Kürtün Barajında su sporları yapılmaktadır.

Treking, Dağcılık, Kayak yapılmaktadır.

Türkiye Turları

19 Aralık 2013 Perşembe

Kayseri Kayak Turları, Kayseri Kayak Tatili



Kayseri'nin en büyük sosyal aktivitesi olan Kayseri Erciyes Kayak Turları Sizlere en güzel kayak keyfini sunuyor. Kayseri'de bulunan Erciyes dağı eskiden aktif olarak faaliyet gösteren volkanik bir dağ idi. Erciyes yaz aylarında bile tepesindeki karı erimeyen bir dağdır.

Kayseri Erciyes Kayak Turlarını yapan bir firma olan Katre Organizasyon sizlere Kayseri'de Erciyes dağında kayak tatilinizi değerlendirmeniz için size süper fırsatlar sunmaktadır.

Erciyes Kayak Tatilinizi ister hafta içi ister hafta sonu isterseniz Sömestr tatilinde kayak tatilinizi en iyi şekilde geçirin. Hizmetlerimiz arasında ;

  • Erciyes ulaşımınız

  • Erciyes’te sabah kahvaltısı

  • Kayak Kıyafetleri

  • Kayak Takımı

  • Erciyes’ te Sucuk ekmek veya Kayseri Mantısı

  • Kayseri Merkezde 2 - 3 kişilik Suit dairelerde konaklama

  • Otogar veya Havaalanına transferi


Siz de kayak tatilinizi Erciyes Kayak Tatili'nin en fırsatlı sitesinde geçirin. Hem konaklamanız hem de kayak keyfiniz yarı da kalmasın.

Katre Organizasyon - Kayseri Erciyes Kayak Tatili Facebook ve Tüm Sosyal Medyada

15 Aralık 2013 Pazar

Kapadokya’nın En Karanlık Dönemleri



Kapadokya’nın En Karanlık Dönemleri

Sürekli iktidar değişikliklerinin yanı sıra, bölgeyi istila edenlerin her seferinde, ürünleri yağmalamaları ve baskı yapmaları ile bunalan Kapadokya halkı, Roma imparatorluk merkezinde Cumhuriyet yönetiminin devrilmesinden sonra, giderek Roma’nın ağır baskısı altına girmiş, bölgedeki krallar Roma yönetiminin birer uydusu haline gelmişlerdir. Kapadokya, M.S. 17′de Roma Kralı Tiberius tarafından Roma’ya bağlanmış, bir yıl sonra da vilayet ilan edilerek bir vali (legat) atanmıştır. Kapadokya Eyaletinin sınırları kuzeyde Samsun’a, güneyde Klikya’ya, batıda Tuz Gölü’ne, doğuda Fırat kıyılarına kadar uzanmıştır.

M.S. 18′de çok zengin ve gelişmiş bir şehir olarak karşımıza çıkan Avanos, yörenin en önemli politik ve dini merkezlerinden biridir. Krallık hiyerarşisinin üçüncü adamı olan Avanos rahibine hizmet eden Euphrates’in yazıları bize Avanos’ta çok sağlam ve güçlü bir aristokrasinin varlığını göstermektedir. İlk çağlardan beri Kapadokya’nın en önemli kenti olan Kayseri, Romalılar döneminde de Kapadokya’nın merkezidir. İmparator Tiberus tarafından Sezare (Kayseri) adı verilen şehrin etrafı, daha sonraki yıllarda İran’dan gelen Sasani saldırılarına karşı Gordianus tarafından surlarla çevrilmiştir. Roma döneminde de Doğu’dan gelen saldırılar devam etmiştir. Gerek bu saldırılar yoluyla toprakları ele geçirerek gerekse göç yoluyla gelip bu topraklara yerleşenlere karşı Romalılar lejyon denen askeri birlikleriyle mücadele etmişlerdir.

Diğer taraftan Anadolu’da yayılmaya başlayan Hıristiyanlar için Roma dönemi hareketli bir dönemdir. Bilindiği gibi, Hıristiyanlığın ilk yılları puta tapan Roma Devleti’nin ağır baskıları altında geçmiş, bu da Hıristiyanları büyük şehirlerden kayalık gizli alanlara kaçmaya yöneltmiştir. Bölgede ilk Hıristiyan yerleşmeler, Aziz Paulus’un bir misyonerlik gezisi sırasında burayı keşfetmesiyle başlar. Hıristiyanların bölgede yaygın olarak görülmeye başladığı dönem, III. yüzyıldır. Roma Kralı Diokletien’in Hıristiyanlara uyguladığı baskı ve takibat, ardılı I. Konstantin’in Hıristiyanlığı kabul etmesiyle başlayan rahatlama ile yaşanan bu dini heyecan devri, aslında aynı zamanda pek çok doğal külte inanmanın da doğal sayıldığı dini bir senkretizm devridir. Bu tarihten sonra Romalılar, Bizanslılar ve ardıllarının Kapadokya halkını kendi kültürlerine asimile etme gayreti içinde olmadıkları anlaşılmaktadır.

Romalılar’ın Orta ve Doğu Anadolu’yu ele geçirdikten sonra yaptıkları ilk iş bölgeyi Ege’ye bağlayan bir yol yaparak iki önemli merkez arasında ulaşımı sağlamak olmuştur. Askeri ve ticari açıdan yapımı büyük önem taşıyan bu yol, Kapadokya’dan geçmektedir. Böylece, Anadolu’nun iç kesimlerinin denizle bağlantısı sağlanmıştır. Ancak, deniz ticaretinin toprak ürünleriyle desteklenmemesi sonucu bir ekonomik bunalım başlamıştır. Kral Antonin zamanında patlak veren ekonomik bunalım 284 yılında İmparator Diokletien’in tahta çıkışına kadar devam etmiştir. Bu dönemde İmparatorluk, yani merkeziyetçi unsur kavramı, yerini merkezden kopma eğiliminde bulunan kuvvetlere bırakmaya başlamıştır. Dolayısıyla para hacminin aşırı derecede daralması, büyük toprak sahiplerinin malikanelerine kapanmaları sonucunu doğururken, aynı zaman içinde köle-işgücünün azalması da (yayılma savaşlarında toparlanıp getirilen köle neslinin tükenmesi, yenilerinin sağlanmasındaki mali imkansızlık) bunları topraklarına yeni bir düzen vermeye itmiş, topraklar ikiye bölünmüştür. Birinci toprak tipi, efendinin hası olup (indominicatum) konutla (villa) birlikte işlenebilir toprakların büyük bir kısmından meydana gelen toprak tipidir. Diğer toprak tipi özgür denen köylüler (koloni) arasında “çift” (manses) olan iki bölüme ayrılmıştır. Koloni (köylüler) ürünlerinin onda biri kadarını toprak sahibine vermekle ve zamanlarının büyük bir kısmını da senyörün toprağında harcamakla yükümlü kılınmıştır.15 Tarımsal üretim ilişkilerinin şartlarındaki değişiklik, yaşamı daha da zorlaştırmıştır. Kolon sürekli, soydan gelme, ama gönüllü olmayan bir çiftçidir. Toprağa bağlılık onun için hem bir hak hem de zorunluluktur. Öyle ki toprağı terk edemez, kaçmaya teşebbüs ederse ağır bir şekilde cezalandırılır.

İmparator Julianus Apostata zamanında (361-262) saygın bir bilgin ve din adamı olan Kayseri Başpiskoposu, yoksul halkın yaşam düzeyini yükseltmek için çok çaba harcamıştır. Ancak merkezdeki Roma yönetimi bu uygar din adamının toplum üzerindeki etkisinden çekinerek Kapadokya’yı kuzey ve güney olmak üzere iki yönetsel bölgeye ayırmıştır.

Roma İmparatorluğu’nun 395′te ikiye ayrılmasıyla Kapadokya Doğu Roma Devleti’nin (Bizans) hakimiyeti altında kalmıştır. Bizans döneminde Kapadokya Anadolu’nun iki piskoposluk merkezinden biri olmuştur. Aynı zamanda üç büyük azizin memleketi olarak da bilinir. Bunlar, Kayseri Başpiskoposu Büyük Basil, Kardeşi Nissalı Gregory ve Naziruslu Gregory’dir. Aziz Basil kaya kiliselerin ve manastırların kurucusudur.

Bizans’ın ilk yıllarında bölge sakin bir dönem yaşamıştır. İmparatorluğun sınırlarının Kafkasya’ya kadar uzandığı düşünülürse, Kapadokya ve çevresi coğrafi bakımdan merkez durumundadır. Bölge halkı bu dönemde Helen-Roma fikirlerinden ziyade İran’ın etkisi altında kalmıştır. Doğu’dan güçlü Arap ve Sasani akınları başlamış, İmparator Heraclius Anadolu’nun önemli kısmını askeri eyaletlere ayırmıştır. Kapadokya da bu eyaletlerden biridir. İmparatorluğun Doğu bölgelerinin işgal altında kaldığı, Hakiki Haç’ın Kudüs’ten kaçırılıp tekrar geri alınarak Kudüs’e götürüldüğü, savaşların aralıksız devam ettiği bu kargaşa döneminde Derinkuyu ve Kaymaklı gibi düz ovalarda yaşayan halk yeraltı şehirlerine, dağlık kesimlerde yaşayanlar ise kaya kilise ve hücrelere sığınmıştır.

Bizans Devleti bir yandan Arap ve Sasani akınlarıyla baş etmeye çalışırken, diğer yandan Focas zamanından başlayıp II. Basil döneminde doruğuna ulaşan yayılma siyaseti, ilk bakışta zaferlerle dolu ama uzun vadede yıkım getiren bir savaşlar dizisine yol açmakla kalmamış, feodalizmi azdırmıştır. Orduda hizmet edenlere toprak tahsis edildiğinden, bir süre sonra toprak sahibi askeri aristokrat grup ortaya çıkmış, kiliselerin ve feodallerin gücü artmıştır. İmparator Basileos’un ölümünden sonraki çağda, büyük malikaneler hızla artarken asker ve köylü kökenli küçük mülkiyet çökmeye başlamıştır. Vergiler, resimler, angaryalar kadar, toprağa bağlılığın içerdiği bütün külfetlerin ağırlığı altında ezilen bağımlı köylünün gösterdiği tek tepki, çok kere nereye olduğunu bile bilmeden kaçmaktan ibarettir.
Ayrıca Bizans döneminde uzun süredir devam eden mezhep çatışmaları iyice artmış, İmparator III. Leon’un ikonları yasaklamasıyla ikonoklasm dönemi başlamıştır (726-843). Önce, Hıristiyanlara baskı yapan Sasanilerin ve din

büyüklerinin tasvirine karşı olan Arapların saldırıları nedeniyle ikona yanlısı keşişler, Göreme, Ürgüp ve Avanos çevresindeki kayalık, kuytu bölgelere sığınmışlardır. İkon kırıcı akımın Bizans’ta güç bulmasıyla taşlardan oyulmuş manastır ve kiliselere sığınanların sayısı da artmıştır. Bu dönem, İmparatoriçe Thedore’un ikonları tekrar serbest bırakmasıyla son bulmuştur.

IX-XI. yüzyıllar arasında Göreme ve Zelve önemli bir manastır yerleşimine sahne olmuştur. Bu dönemde kuzeyde Pontus Krallığı’nın elinde olan Hıristiyanlık merkezleri Kapadokya’ya kaymıştır.Toprak mülkiyetinin değişimi ve savaşların yarattığı sosyal bunalım, sefaleti, açlığı ve salgın hastalıkları da beraberinde getirmiştir. Bu dönem aynı zamanda, rahipler ile Bizans imparatorları arasında mülkiyet ve iktidar mücadelelerinin kızıştığı bir dönemdir. Bu mücadelenin nedeni, manastır rahiplerinin bağış toplaması sonucu imparatorun hazinesinin küçülmesi, ordunun askersiz ve ikmalsiz kalması ve manastır mülkiyetini sınırlama yoluna gitmesidir. Bu mücadeleye rağmen, kilise önemli bir ekonomik güce ulaşarak Bizans halkındaki feodal-yoksul köylü ikilemini keskinleştirerek ileride patlayacak iç kavgalara zemin hazırlayacaktır. Bu zor hayat dini sığınma arayışlarını güçlendirdiğinden Kapadokya kiliselerine insan yığılmaları başlamış ve Bizans Selçuklu fetihlerine kapılarını ardına kadar açmıştır. Bütün bu gelişmeler Bizans’ın Orta ve Doğu Anadolu’yu kolayca kaybetmesine zemin hazırlamıştır. Sonraki yıllarda Bizans Devleti’ndeki taht kavgaları Türk güçlerinin hakimiyetini artırmıştır. Ancak Oğuz Türklerinin, nizami Bizans ordularıyla başa çıkması çok da kolay olmamıştır. İlk olarak 1064 yılında Kayseri ve Nevşehir yönüne doğru ilerledilerse de yenilgiye uğrayıp, geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Bu tarihten sonra Alparslan’ın komutanlarından Afşin Bey Bizanslıları yenilgiye uğratıp bölgeyi ele geçirmiş, ama bu durum uzun sürmemiştir. Anadolu’nun kapıları Türklere 1071 Malazgirt Savaşı ile açılmıştı.

12 Aralık 2013 Perşembe

Bir Rüyaya Uyanmaktır Kapadokya - Balon Turları



Kapadokya doğal oluşumlardan olan peri bacalarının başkenti ve tek temsilcisidir. Kapadokya yüzyıllar önce Erciyes ve Hasan Dağı’nın aktif volkan olarak faaliyet gösterdiği dönemlerde bölgeye yayılan küller, tüfler gibi materyallerin yıllar boyunca yağmur ve rüzgarın etkisiyle şekil almasının sonucu oluşan doğa harikası olan peri bacalarıdır. Peri bacaları insan elinin yapamayacağı tek güzellik ve hepsi birer sanat eseridir.

Peri bacalarının bulunduğu vadiler, yol üzerleri, gezilecek bir çok müze, kilise, cami, kaya oyma mağaralar ile Kapadokya bir turizm kentidir. Türkiye’de turizm turlarının en çok yapıldığı bölgeler arasında olan Kapadokya’da bölgeye her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist gelmekte ve bölgeyi gezmektedirler. Bölge’de hızla gelişen turizm her alanda açılan işletmelerin sayısını arttırmış bunun sonucunda ise Kapadokya’da turizm bir kalite olmuştur. Her işletme kendi grubunu memnun etmek için en özel hizmeti sunmuş ve bölgeyi ve bölge mekanlarını tanıtmaya yardımcı olmuştur. Bölge de bulunan Kairos Travel bir çok yerli ve yabancı gruba hitap eden bir Ürgüp merkezli bir seyahat acentasıdır. Kairos Travel her yıl getirdiği ülkemizin tanıtımına önem veren elemanlarıyla bir çok yeniliği Kapadokya’da geliştirmiş ve kalitesini tescillemiştir. Kairos Travel Türkiye Turları, Kapadokya Turları, Günlük Kaplıca ve Gezi turları, Paket Turlar, Dünya turlarını özel ve grup şeklinde yapan bir seyahat acentasıdır. Türkiye’nin tanıtımına önem veren, gelen misafirlerini güleryüzlü karşılayan ve müşterilerinin en iyi hizmet almasını sağlayan acenta da bir çok sosyal aktivite ve turlara da yer verilmekte. Kapadokya bölgesinde kayadan oyma mağara tarzı restorantlarda Türk Geceleri turları, Kapadokya vadilerinde gerçekleşen ATV turları, Bölgedeki arazilerde yapılan Jeep Safari Turları, At binme aktiviteleri, Kayak Turları, Dolunay turları, Rafting ve Pamukkale kültür turları ile bir çok hizmeti ayağınıza getiriyor.

Kapadokya’nın en dikkat çekici özellikle yaz ve sonbahar aylarında gerçekleştirilen balon turları ; bölgeye dünyanın her yanından turist çekmektedir. Kapadokya’da güneşin doğuşunu izlemeniz de ayrı bir ayrıcalık. Kapadokya yüzyıllardır tarihi ve doğal dokusunu kaybetmemiş bir dünya mirasıdır. Kapadokya vadilerinin içine girer girmez zaten o dokuyu hissetmeniz de mümkün. Çünkü vadiler özenle yapılmış kadar güzel ama insan elinin hiç değmedi vadiler bir o kadar büyüleyici. Kapadokya gerçekten bir rüya ve bir rüyaya uyanmak Kapadokya’da mümkün.

Yolunuz Kapadokya’ya düşerse bu rüyaya en güzel anınızı ekleyin ve kesinlikle sabahın ilk dakikalarında balon turlarına katılın. Kapadokya öyle bir güzel bir doğa harikası ki güneşin doğuşunu ve batışını en güzel bu coğrafya da izleyebiliyorsunuz.Sizleri Kapadokya’da balon turu etkinliklerine davet ediyoruz ve Kapadokya Balon Gezisi olarak sizlere en iyi pilotlarımız en güzel kalkış ve sepetlerimiz ile hem güvenliğinizi hemde anılarınızı koruyoruz.

Balon Turları Rezervasyon için : 0384 341 86 66 veya info@kapadokyabalongezisi.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Kapadokya Balon Turları – Kapadokya Balon Gezisi